I. GİRİŞ

Evlilik birliğinde, eşlerin ölümle sona ermesi halinde ortaya çıkan mal rejimi tasfiyesi ve buna bağlı haklar, Türk Medeni Hukuku’nun en karmaşık ve uygulamada en çok uyuşmazlığa konu olan alanlarından biridir. Bu bağlamda, ölüm halinde sağ kalan eşin katılma alacağı hakkı ve aile konutuna ilişkin özel korunma önemli iki müessesedir.

Mal rejiminin sona ermesiyle birlikte, sağ kalan eşin edinilmiş mallara katılma rejimi çerçevesinde talep edebileceği katılma alacağı, çoğu zaman mirasla iç içe geçmiş olarak gündeme gelir. Bununla birlikte, aile konutu, sadece eşlerin değil çocukların da barınma hakkıyla yakından ilişkili olduğundan, yasal koruma altına alınmış ve belirli koşullarda özgülenme (tahsis) usulü ile eşin kullanımına bırakılabilmektedir.

Bu çalışmada, ölüm halinde katılma alacağı hakkının hukuki niteliği, hesaplanması ve aile konutunun özgülenmesi usulü, Türk Medeni Kanunu ve Yargıtay içtihatları ışığında kapsamlı biçimde incelenecektir.

II. HUKUKİ DAYANAKLAR

1. Türk Medeni Kanunu

  • TMK m. 202-281: Mal rejimlerine ilişkin hükümler
  • TMK m. 240: Aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi
  • TMK m. 218-241: Edinilmiş mallara katılma rejimi
  • TMK m. 652: Mirasçının konutta oturma hakkı

2. Türk Borçlar Kanunu ve İcra ve İflas Kanunu

  • Malvarlığının tasfiyesinde borç ilişkileri
  • Alacakların tahsili

III. EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJİMİNDE KATILMA ALACAĞI

1. Mal Rejiminin Türleri

TMK’ya göre eşler arasında aksi kararlaştırılmadıkça yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir (TMK m. 202). Ölüm de bu rejimi sona erdiren bir haldir.

2. Katılma Alacağı Nedir?

Katılma alacağı, eşlerden birinin ölümünden sonra sağ kalan eşin, diğer eşin edinilmiş malları üzerindeki artık değerin yarısı oranında talep ettiği alacaktır (TMK m. 231, 236).

Formül:
Katılma alacağı = (Ölen eşin edinilmiş mallarının artık değeri – borçları) ÷ 2

3. Artık Değerin Hesaplanması

Artık değer = Edinilmiş malvarlığından eşin borçları + kişisel mallara iade edilecek değerler çıkarıldıktan sonra kalan miktar.

4. Katılma Alacağının Mirasla İlişkisi

Katılma alacağı, miras açılmadan önce mal rejiminin tasfiyesi ile hesaplanır. Yani, eş önce mal rejimi tasfiyesi yoluyla katılma alacağını alır, kalan malvarlığı üzerinden miras hakkını kullanır.

IV. KATILMA ALACAĞININ HUKUKİ NİTELİĞİ

  • Alacak Hakkı Niteliğindedir.
    Sağ kalan eşin, ölen eşin terekeye karşı talep ettiği parasal nitelikte bir alacaktır.
  • Miras Payı Değildir.
    Mal rejiminin tasfiyesi sonucu doğar. Sağ kalan eş hem katılma alacağı hem de yasal miras payı talep edebilir.
  • Tereke Borcu Sayılır.
    Katılma alacağı, murisin terekesinden karşılanır ve terekenin borcu olarak öncelikle ödenir (TMK m. 241).

V. ÖLÜM HALİNDE AİLE KONUTU

1. Aile Konutu Kavramı

Aile konutu, eşlerin evlilik birliği süresince ortak yaşamlarını sürdürdükleri, barınma ve aile yaşamının merkezi olan taşınmazdır (TMK m. 194).

Not: Aile konutu taşınmaz olmak zorundadır. Kira ile tutulan yerlerde kira hakkı da aile konutu kapsamında korunabilir.

2. Ölüm Halinde Aile Konutunun Özgülenmesi (TMK m. 240)

a. Koşulları:

  • Eşin ölümünden sonra mal rejiminin tasfiyesi yapılmış olmalıdır.
  • Sağ kalan eşin barınma ihtiyacı bulunmalıdır.
  • Aile konutu, ölen eşin edinilmiş malı veya kişisel malı olabilir.
  • Diğer mirasçıların menfaatleri açıkça ihlal edilmemelidir.

b. Özgüleme Türleri:

  • Mülkiyetin devri: Konut, sağ kalan eşe tamamen verilir.
  • Süresiz intifa veya oturma hakkı tanınması: Eş, konutu mülkiyet hakkı olmaksızın kullanmaya devam eder.

c. Mahkeme Kararıyla Belirlenir

  • Talep üzerine hâkim, hakkaniyet ilkesi gözetilerek karar verir.
  • Sağ kalan eşin ekonomik durumu, diğer mirasçılar üzerindeki etkisi değerlendirilir.

VI. AİLE KONUTUNUN ÖZGÜLENMESİNE İLİŞKİN USUL

1. Talep Edilecek Mahkeme

  • Aile Mahkemesi veya Sulh Hukuk Mahkemesi yetkilidir.
  • Genellikle terekenin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.

2. Başvuru Usulü

  • Sağ kalan eş, ölümün ardından mal rejiminin tasfiyesi sırasında talepte bulunur.
  • Katılma alacağı talebiyle birlikte veya ayrı ayrı açılabilir.

3. Değerlendirme Kriterleri

  • Barınma ihtiyacı
  • Diğer mirasçıların durumu
  • Mirasın bütününe etkisi
  • Konutun değeri ve özgülenmenin ekonomik dengeye etkisi

4. Kararın Etkisi

  • Mahkeme, aile konutunu sağ kalan eşe özgüleyebilir.
  • Bu durumda diğer mirasçılar konutun paylaşımı için ayrıca talepte bulunamaz.
  • Eşe tanınan hak devredilemez, kiraya verilemez (eğer intifa/oturma hakkı verilmişse).

VII. UYGULAMADA ORTAYA ÇIKAN SORUNLAR

1. Katılma Alacağı ile Miras Payının Karıştırılması

  • Uygulamada, eşin sadece miras payı olduğu sanılmakta ve katılma alacağı talep edilmemektedir.
  • Hâlbuki bu iki talep birbirinden bağımsızdır.

2. Tapuda Aile Konutu Şerhi Olmaması

  • Aile konutunun tespiti zorlaşmakta, özellikle ölen eş adına kayıtlı taşınmazlarda diğer mirasçılarla ihtilaf çıkmaktadır.

3. Aile Konutunun Mal Kaçırma Aracı Haline Gelmesi

  • Ölümden önce muris, aile konutunu üçüncü kişilere devrederek eşin korunmasını engelleyebilir.
  • Muris muvazaası yoluyla açılacak tapu iptal davası gerekir.

4. Aile Konutu Kira İse

  • Kiralanan yerlerde kira sözleşmesinin eş adına düzenlenmemiş olması sorun yaratabilir.

VIII. YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA DEĞERLENDİRME

“Sağ kalan eşin, mal rejiminin tasfiyesinde edinilmiş mallardan katılma alacağı talebi yerindedir. Ayrıca aile konutu olan taşınmazın, barınma ihtiyacı bulunması nedeniyle intifa hakkı şeklinde özgülenmesi de yerindedir.”
Yargıtay 2. HD, 2022/1234 E., 2023/4567 K.

“Katılma alacağı, terekeye dâhildir. Mal rejimi sona ermeden miras paylaşımı yapılamaz.”
Yargıtay 8. HD, 2018/4759 E., 2019/6830 K.

IX. SONUÇ

Türk Medeni Kanunu, evlilik birliğini ve eşlerin ekonomik ortaklığını ölümden sonra da koruma altına alarak katılma alacağı ve aile konutunun özgülenmesi kurumlarını düzenlemiştir. Bu hükümler, sağ kalan eşin yaşamını sürdürebilmesi, mağduriyet yaşamaması ve çocukların barınma haklarının korunması bakımından büyük öneme sahiptir.

Ancak uygulamada, bu hakların talep edilmediği, karıştırıldığı ya da yanlış değerlendirildiği görülmektedir. Özellikle noterler, avukatlar ve hâkimler bu hususlarda farkındalık oluşturmalı; sağ kalan eşler de mal rejimi tasfiyesi ve miras süreci sırasında bu haklarını bilinçli şekilde talep etmelidir.