
I. GİRİŞ
Miras hukuku, bir kişinin ölümünden sonra malvarlığının kimlere ve hangi oranlarda geçeceğini düzenleyen, medeni hukukun en hassas alanlarından biridir. Bu alanda bir yandan kan hısımlığı, aile bağı, kanuni düzen esas alınırken; diğer yandan miras bırakanın (murisin) özerk iradesi, yani mallarının kimlere geçeceğine dair özgürce tasarrufta bulunabilmesi de önemli bir ilkedir. Ancak bu iki ilke her zaman uyum içinde işlemeyebilir.
Özellikle murisin bazı mirasçıları bilerek ve isteyerek mirasından dışlama ihtiyacı hissettiği durumlarda bu çatışma derinleşir. İşte bu noktada karşımıza mirasçılıktan çıkarma, diğer adıyla ıskat kurumu çıkmaktadır.
Mirasçılıktan çıkarma, miras bırakanın saklı pay sahibi mirasçısını çeşitli nedenlerle miras hakkından tamamen yoksun bırakmasıdır. Ancak bu hakkın suiistimal edilmemesi adına Türk Medeni Kanunu tarafından sınırlandırılmış ve bazı şartlara bağlanmıştır. Aynı zamanda, çıkarma işleminin hukuka aykırı yapılması durumunda bu tasarruf iptale tabi tutulabilir.
II. HUKUKİ DAYANAK
Mirasçılıktan çıkarma, Türk Medeni Kanunu’nun 510 ve 512. maddeleri arasında düzenlenmiştir:
- TMK m. 510 – Mirasçılıktan Çıkarma:
“Miras bırakan, saklı paylı mirasçısını; kendisine veya yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemiş olması veya aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemesi hâlinde, onu mirasçılıktan çıkarabilir.” - TMK m. 512 – Çıkarma Sebebinin Gerçek Dışılığı:
“Çıkarma sebeplerinin gerçek olmadığı iddiasıyla mirasçılıktan çıkarılan kimse, ölüme bağlı tasarrufun iptalini isteyebilir.”
Bu maddeler, hem çıkarma yetkisini hem de iptale ilişkin usulü düzenlemektedir.
III. MİRASÇILIKTAN ÇIKARMA KAVRAMI
1. Tanım
Mirasçılıktan çıkarma, miras bırakanın, saklı paylı bir mirasçısının miras hakkını ortadan kaldırmak amacıyla, ölüme bağlı tasarrufla yaptığı tek taraflı bir hukuki işlemdir. Bu işlem sonucunda çıkarılan kişi saklı paylı olsa dahi hiç mirasçı olmamış gibi değerlendirilir.
2. Saklı Pay Kavramı ve Önemi
Saklı pay, TMK m. 506 ve devamı maddelerine göre bazı mirasçıların (örneğin altsoy, anne-baba, eş) yasal miras paylarının belli oranlarının, murisin tasarruflarına karşı koruma altına alınmış kısmıdır. Bu nedenle miras bırakan, vasiyetname veya miras sözleşmesiyle bu kişileri ancak geçerli bir çıkarma (ıskat) işlemiyle mirastan tamamen yoksun bırakabilir.
IV. MİRASÇILIKTAN ÇIKARMA SEBEPLERİ
Mirasçılıktan çıkarma ancak kanunda öngörülen iki haklı sebebe dayanılarak yapılabilir:
1. Ağır Suç İşleme (TMK m. 510/1-a)
Mirasçının, murise veya yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemiş olması gerekir.
a) Kimlere Karşı?
- Miras bırakanın kendisi
- Miras bırakanın altsoyu, eşi, kardeşleri, ebeveyni vb. yakınları
b) Hangi Suçlar?
- Kasten öldürmeye teşebbüs
- Kasten yaralama (ağır nitelikte)
- Hakaret, tehdit (sistematik ve ağır düzeyde)
- Yağma, dolandırıcılık, mala zarar verme (murise karşı)
- Zimmet, hırsızlık, vb. eylemler
Yargıtay 1. HD, 2018/2541 E., 2019/3597 K.:
“Miras bırakanına karşı cebir kullanan kişinin mirasçılıktan çıkarılması haklı görülmüştür.”
2. Aile Hukukundan Doğan Yükümlülüklerin Ağır İhlali (TMK m. 510/1-b)
Mirasçının, aile hukukuna dayalı görevlerini önemli ölçüde ihmal etmesi, çıkarma nedeni olabilir.
a) Örnekler:
- Anne-babaya bakmamak, ilgilenmemek
- Aile birliğini sarsacak davranışlar
- Murise sistematik saygısızlık, ilgisizlik
- Uzun süreli iletişimsizlik, yüz çevirmek
b) Değerlendirme Ölçütleri:
- Süreklilik
- Kusur ağırlığı
- Murisin yaşı ve ihtiyacı
- Toplumdaki genel kanaat
V. MİRASÇILIKTAN ÇIKARMANIN USULÜ
1. Ölüme Bağlı Tasarruf Şeklinde Yapılmalı
- Resmi vasiyetname
- El yazılı vasiyetname
- Sözlü vasiyetname (istisnai)
…şeklinde yapılabilir.
2. Sebep Açıkça Belirtilmeli (TMK m. 510/2)
Mirasçılıktan çıkarma sebebi, vasiyetname içinde açıkça yazılmalıdır. Soyut, genel ifadeler yeterli değildir.
❌ “Oğlumun davranışlarından rahatsızım”
✅ “Oğlum bana karşı kasten yaralama suçunu işlemiştir.”
Aksi hâlde çıkarma geçersiz sayılır.
VI. MİRASÇILIKTAN ÇIKARMANIN HUKUKİ SONUÇLARI
1. Mirasçılık Statüsünün Sona Ermesi
Çıkarılan kişi, miras hakkını ve saklı payını kaybeder.
2. Altsoy Etkisi (Zümre Sistemi)
Çıkarılan kişinin altsoyu varsa, miras onun yerine geçer. Ancak miras bırakan bu sonucu da istemiyorsa, bunu ayrıca belirtmelidir:
“Oğlum Ali’yi ve onun altsoyunu mirasçılıktan çıkarıyorum.”
3. Tenkis Davasına Taraf Olamaz
Çıkarılan kişi, artık tenkis davası açamaz, çünkü saklı pay hakkı ortadan kalkmıştır.
VII. MİRASÇILIKTAN ÇIKARMANIN İPTALİ
1. Dayanak: TMK m. 512
“Sebebin gerçek olmadığı sabit olursa, çıkarma iptal edilir.”
2. Kim Dava Açabilir?
- Çıkarılan mirasçı
- Onun yasal mirasçıları
3. Görevli ve Yetkili Mahkeme
- Asliye Hukuk Mahkemesi
- Miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.
4. İspat Yükü
- Sebebin gerçekliğini vasiyetname sahibi ispat etmez.
- Çıkarılan kişi, sebebin gerçek dışı olduğunu ispatlamakla yükümlüdür.
Yargıtay 1. HD, 2017/2412 E., 2018/4029 K.:
“İsnat edilen suçun işlenmediğini iddia eden mirasçı, bunu açıkça ve somut delillerle ispat etmelidir.”
5. İptal Davasının Sonucu
- Çıkarma hükümsüz hale gelir.
- Mirasçı eski mirasçılık haklarını yeniden kazanır.
- Gerekirse tenkis davası açılabilir.
VIII. UYGULAMADAKİ SORUNLAR
1. Sebepsiz veya Gizli Çıkarma
Bazı miras bırakanlar, vasiyetnameye hiç sebep yazmadan saklı paylı mirasçıyı dışlamaktadır. Bu durum geçersizdir.
2. Haksız Suç İsnatları
Murisin geçerli belgeye dayanmadan hırsızlık, şiddet, ilgisizlik gibi suçlamaları yazması, ispatlanamadığında iptale neden olur.
3. Altsoyun Göz Ardı Edilmesi
Çıkarma beyanlarında, çıkarılan kişinin altsoyunun da etkilenip etkilenmeyeceği açıkça yazılmalıdır. Aksi halde miras altsoya geçer.
IX. SONUÇ
Mirasçılıktan çıkarma kurumu, miras bırakanın irade serbestisini kullanarak saklı paylı mirasçılarla olan hukuki bağlarını kesmesini sağlayan istisnai bir haktır. Ancak bu hak, belirli haklı sebepler, özel usul kuralları ve iptal denetimi ile sınırlandırılmıştır.
Miras bırakanın kötü niyetli, cezalandırıcı, keyfi tasarrufları; miras hukuku sisteminin adalet ve denge prensiplerini zedeler. Bu nedenle çıkarma işlemleri ciddi değerlendirme gerektirir ve yargı organlarının denetimi altında kalmalıdır.