
Giriş
Hukuk devletinin temel yapı taşlarından biri olan “davasız yargılama olmaz” ilkesi, yargılamanın taraf iradesine bağlılığını ve mahkemelerin yetki sınırlarını belirleyen önemli bir prensiptir. 📚 Bu ilkeye göre, bir mahkeme, önüne bir dava getirilmedikçe kendiliğinden harekete geçip yargılamaya başlayamaz. Ayrıca, açılan dava kapsamı dışında bir konuda hüküm kuramaz.
Bu makalede, davasız yargılama olmaz ilkesinin anlamı, kapsamı, hukuki dayanakları, uygulamaya etkisi ve örnek olaylar üzerinde durulacaktır.
1. Davasız Yargılama Olmaz İlkesi Nedir? 📖
Davasız yargılama olmaz ilkesi, bir mahkemenin kendiliğinden (re’sen) dava açamayacağını ve bir tarafın talebi olmadan yargılamaya başlayamayacağını ifade eder. 🔔
Başka bir deyişle, yargısal süreç, mutlaka bir tarafın başvurusu ile başlar ve tarafların talepleri doğrultusunda yürütülür.
➡️ Mahkemeler, yalnızca açılan davalar üzerinde karar verir; tarafların talep etmediği bir konuda hüküm kuramazlar.
2. İlkede Vurgulanan Ana Unsurlar ✏️
a) Yargılamanın Başlangıcı İçin Dava Şartı 🧾
Mahkemeler, yargı faaliyetini kendiliğinden başlatamaz.
Mutlaka dava dilekçesi veya şikâyet gibi bir hukuki başvuru olmalıdır.
b) Taleple Bağlılık İlkesi 📌
Mahkeme, tarafların dile getirdiği taleplerle sınırlıdır.
Bir taraf ne istemişse, yargılamanın ve verilecek kararın sınırı da o istekle belirlenir.
c) Mahkemenin Re’sen (Kendiliğinden) Karar Verememesi 🚫
Mahkeme, talepten fazlasını veya farklı bir şeyi hükme bağlayamaz.
Örneğin, sadece tazminat talep edilen bir davada, mahkeme ayrıca ceza verilmesine karar veremez.
3. Hukuki Dayanaklar 📚
➡️ Anayasa
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğü, kişilere mahkemeye başvurma hakkı tanımış, ancak mahkemelerin de bireysel başvuru olmadan harekete geçemeyeceğini dolaylı olarak düzenlemiştir.
➡️ HMK (Hukuk Muhakemeleri Kanunu)
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu‘nun 26. maddesi, taleple bağlılık ilkesini açıkça düzenler:
“Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.”
➡️ CMK (Ceza Muhakemesi Kanunu)
Ceza davalarında ise Cumhuriyet savcısının dava açması şarttır.
Savcının iddianame sunmasıyla mahkeme süreci başlar.
Bu da davanın tarafsız şekilde başlatılmasını sağlar.
4. Davasız Yargılama Olmaz İlkesinin Önemi ve Amacı 🎯
✅ Hukuki Güvenlik:
Taraflar, dava açmadıkları bir konuda mahkemeye sürüklenmeyeceklerinden emindir.
✅ Tarafların İradesine Saygı:
Bireylerin istemedikleri bir konuda yargılamaya maruz kalmaları önlenir.
✅ Mahkemelerin Tarafsızlığı:
Mahkemeler, hiçbir dava açılmadan harekete geçemeyeceği için, siyasi, sosyal ya da kişisel nedenlerle kimse hakkında kendiliğinden yargılama yapamaz.
✅ Yargının Sınırlarının Belirlenmesi:
Yargı organları, yetkilerini tarafların talepleriyle sınırlı şekilde kullanır.
5. Uygulamada Görülen Durumlar ve Örnekler 🧩
a) Hukuk Davalarında
Bir kişi, yalnızca maddi tazminat talep ettiyse, mahkeme ayrıca manevi tazminat kararı veremez.
Örneğin; bir trafik kazası sonucu sadece araç zararının tazmini istenmişse, mahkeme ayrıca kişinin psikolojik zararına hükmedemez.
b) Ceza Davalarında
Cumhuriyet savcısının iddianame hazırlaması gerekir.
Savcının iddianamede yer vermediği bir suçtan dolayı mahkeme doğrudan hüküm kuramaz.
c) İdari Yargıda
İdari işlemin iptali için açılan bir davada, mahkeme yalnızca iptali istenen işlem hakkında karar verebilir; başka işlemler hakkında hüküm kuramaz.
6. İstisnalar Var mı? ⚡
Bazı özel durumlarda, yargı makamları re’sen inceleme yapabilir:
- Kamu düzenini ilgilendiren konular (örneğin, ehliyetsizlik, zamanaşımı, yetki gibi konular) hâkim tarafından kendiliğinden dikkate alınır.
- Çocukların korunması, kamu yararı gerektiren acil durumlar gibi konularda, mahkeme tarafların talebi olmadan da müdahalede bulunabilir. 👶🏛️
Ancak bu istisnalar, davasız yargılama olmaz ilkesinin genel geçerliliğini ortadan kaldırmaz.
7. Sonuç 🏁
Davasız yargılama olmaz ilkesi, hukuk düzeninde bireylerin hak ve özgürlüklerini koruma amacı taşır.
Mahkemelerin, kendiliğinden harekete geçememesi ve taleplerle bağlı kalması, hukuki güvenliğin, adaletin ve tarafsızlığın temel garantilerinden biridir. 📜
Bu ilkenin doğru uygulanması, hem bireylerin devlet karşısında korunmasını hem de adil bir yargı sisteminin işlemesini sağlar.
Modern hukuk sistemlerinde bu ilke, hukukun üstünlüğünün ve demokratik devlet ilkesinin vazgeçilmez bir unsurudur.