Adli para cezası, bir suçun cezası olarak mahkemece belirlenen gün sayısı kadar hesaplanan bir meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesini gerektiren bir ceza yaptırımıdır (TCK m.52/1).

TCK’ya (Türk Ceza Kanunu) göre işlenen bir suç karşılığında hapis ve adli para cezası olmak üzere iki tür ceza yaptırımı uygulanabilmektedir. Adli para cezasına bir suçun cezası olarak yalnızca mahkemeler tarafından hükmedilebilir. Diğer tüm devlet kurumlarının verdiği para cezaları idari para cezası niteliğindedir. Adli para cezası, idari para cezasından farklı olarak ödenmediğinde hapis cezasına dönüşebilecek bir yaptırım türüdür. İdari Para Cezası, suç karşılığında verilen bir ceza olmadığı için ödenmediği zaman hapis cezasına çevrilemez.

Adli para cezası, suçun mağduru veya zarar görenine ödenmez, sanıktan tahsil edilen adli para cezası devlet hazinesine ödenir.

Hükmedilecek adli para cezasının miktarı işlenen suçun kanunda belirlenen yaptırımına göre farklılık arz etmektedir. Örneğin, TCK m.157, basit dolandırıcılık suçu işleyen fail hakkında hapis cezasının yanı sıra 5000 güne kadar adli para cezası yaptırımını içermektedir. Mahkeme, fail hakkında takdiren 1000 gün adli para cezasına hükmettiğinde, bir gün karşılığı olarak 100 TL ile 500 TL arasında bir miktarı da (TCK m.52/2) takdiren belirleyerek gün sayısını belirlediği para miktarı ile çarparak sonuç adli para cezasını bulacaktır. Somut olayımızda, gün sayısı suç teşkil eden olayın özelliklerine göre 1000 gün olarak takdir edilmiştir, gün sayısının çarpılacağı para miktarı ise 200 TL (100 TL ile 500 TL arasında) olarak takdir edildiğinde mahkeme 1000 x 200 TL = 200 bin TL adli para cezasına hükmedebilir.

Bir suçun karşılığı olarak ne kadar adli para cezasına hükmedileceği her suça ilişkin kanun maddesinde ayrı ayrı düzenlenmiştir. Ancak adli para cezasına ilişkin genel hükümler 5237 sayılı TCK’nın 52. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir:

TCK m.52

(1) Adli para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.

(2) En az yüz ve en fazla beşyüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adli para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.

(3) Kararda, adli para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir.

(4) Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.

Kaç Çeşit Adli Para Cezası Vardır?

TCK’daki düzenlemeye göre yargılanan bir kişiye dört farklı şekilde adli para cezası verilebilir:

1. Doğrudan Hükmedilen Adli Para Cezası: Kanun bazı suçlar açısından yaptırım olarak adli para cezasını öngörmüştür. TCK’da herhangi bir suçun karşılığı doğrudan adli para cezası olarak düzenlenmiş ise hakim hapis cezası değil, doğrudan adli para cezasına hükmetmek zorundadır. Örneğin, taksirle çevrenin kirletilmesi suçu, TCK 182/1 maddesinde “Çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkların toprağa, suya veya havaya verilmesine taksirle neden olan kişi, adli para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde doğrudan adli para cezasını gerektiren bir suç tipi olarak düzenlenmiştir.

2. Seçimlik Ceza Olan Adli Para Cezası: TCK’da herhangi bir suçun karşılığı olarak hapis cezası veya adli para cezası yaptırımlarından yalnız birinin uygulanması seçimlik olarak öngörüldüğünde hükmedilen adli para cezası, seçimlik ceza olan adli para cezasıdır. Örneğin, TCK 86/2 maddesinde “Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.” şeklinde adli para cezası ile hapis cezasını seçimlik yaptırım olarak düzenlemiştir.

3. Hapis Cezasından Çevrilen Adli Para Cezası: Kısa süreli hapis cezalarına seçenek (alternatif) yaptırım olarak hükmedilen adli para cezalarıdır. Kasten işlenen suçlarda bir yıl veya daha az süreli hapis cezaları, adli para cezasına çevrilebilir (TCK m.50/1-a). Taksirle işlenen suçlarda ise ceza miktarına bakılmaksızın tüm cezalar (Örn, ölümlü trafik kazası neticesinde 2 yıl 6 ay ceza verilse bile) adli para cezasına çevrilebilir.

4. Hapis Cezası ile Birlikte Hükmedilen Adli Para Cezaları: TCK’da bazı suçlar açısından hem hapis hem de adli para cezasının birlikte uygulanması öngörülmüştür. Örneğin; dolandırıcılık suçunda, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ve beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmedilir, yani her iki cezaya birlikte hükmedilir.

Hapis Cezasının Adli Para Cezasına Çevrilmesi Şartları

Hapis cezasının para cezasına çevrilmesi kararı, mahkeme tarafından sanığa dair bazı olgular gözlenerek verilir. Suçlunun kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlık ve suçun işlenmesindeki özellikler mahkeme tarafından tek tek değerlendirilir. Örneğin, suçu işlediği için pişmanlık göstermeyen, saldırgan, hakkında suçta tekerrür hükümleri uygulanan bir failin, mahkum olduğu hapis cezası mahkeme tarafından para cezasına çevrilmez.

Ceza süresine göre aşağıdaki hapis cezaları adli para cezasına çevrilebilir:

1. Kasten İşlenen Suçlarda Adli Para Cezası

Kasten işlenen suçlarda (örn, kasten yaralama, hırsızlık, basit dolandırıcılık gibi) mahkemenin hükmettiği hapis cezası 1 yıl veya daha az süreli ise, hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir. Failin suça ilişkin kastının olası kast veya doğrudan kast olması arasında hiçbir fark yoktur. Olası veya doğrudan kastla işlenip de 1 yıl veya daha az süreli tüm hapis cezaları takdiren adli para cezasına çevrilebilir.

2. Taksirle İşlenen Suçlarda Adli Para Cezası

Taksirle işlenen suçlarda (örn, trafik kazası veya iş kazası neticesinde ölüm gibi) ise hapis cezasının paraya çevrilmesi için bir ceza sınırı yoktur. Taksirle işlenen suçlarda, hükmedilen cezanın miktarı ne olursa olsun (örneğin, taksirle işlenen bir suçtan 5 yıl hapis cezası verilse dahi) mahkeme hapis cezasını takdiren adli para cezasına çevirebilir. Suç taksirle işlenen suçlardan değilse; 2 yıl, 3 yıl veya 4 yıl gibi hapis cezalarının adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.

3. Bilinçli Taksirle İşlenen Suçlarda Adli Para Cezası

Bilinçli taksirle işlenen suçlar nedeniyle hükmedilen hapis cezaları 1 yıl veya daha az süreli ise adli para cezasına çevrilebilir. Süresi dikkate alınmadan hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi şeklindeki taksirli suçlara ilişkin kural “bilinçli taksir” halinde uygulanmaz (TCK md. 50/4).

4. Hapis Cezasının Adli Para Cezasına Çevrilmesinin Zorunlu Olduğu Haller

Yukarıda açıkladığımız hapis cezalarının adli para cezasına çevrilmesi hakimin takdirindedir. Fakat bazı durumlarda hakimin takdir hakkı yoktur, eğer hükmolunan hapsi cezası 30 gün veya daha az süreli hapis cezası ise hakim, bu cezayı adli para cezasına veya seçenek yaptırımlara çevirmek zorundadır. Ayrıca, yargılanan kişinin yaşının 18’den küçük veya 65 yaşından büyük olması halinde de hakim, 1 yıl veya daha az süreli hapis cezasını adli para cezasına veya seçenek yaprırımlara çevirmek zorundadır (TCK md.50/3), bu konuda hakimin takdir hakkı yoktur.

Özellikle belirtelim ki, hapis cezası ile adli para cezasının birlikte yaptırım olarak öngörüldüğü suçlarda, sanık hakkında hükmedilen hapis cezası da adli para cezasına çevrilebilir. Örneğin, 6136 sayılı kanuna muhalefet suçu (m.13/1) nedeniyle sanığın, “bir yıldan üç yıla kadar hapis ve otuz günden yüz güne kadar adli para cezası” ile cezalandırılmasını öngörmektedir. Mahkeme, hem birlikte yaptırım olan adli para cezasına hükmedebilir, hem de sanık hakkında 1 yıl hapis cezası verdiğinde, bu hapis cezasını adli para cezasına çevirebilir.

Adli Para Cezası Nasıl Hesaplanır? Miktarı En Fazla Ne Kadardır?

Adli para cezası hesaplama yöntemi, ilgili suç düzenlenirken belirlenen ceza alt ve üst sınırları dikkate alınarak belirlenir. Suça ilişkin yaptırımda adli para cezasının alt veya üst sınırı belli değilse, sanık hakkında hükmedilecek adli para cezasının alt sınırı en az 5 gün, en fazla 730 gün kabul edilerek hesaplama yapılacaktır (TCK md. 52/1).

Adli para cezası hesaplanırken hakim önce sanığa verilecek cezanın gün sayısını belirler. Gün sayısı, her suç için belirlenen cezanın alt ve üst sınırı dikkate alınarak tespit edilir. Belirlenen gün sayısı sanığın sosyal ve ekonomik durumu gözönüne alınarak en az 100 TL, en fazla 500 TL’den adli para cezasına çevrilir. Örneğin, hakaret suçu nedeniyle sanığın seçimlik ceza olan adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğinde alt sınır en az 90 gün olarak belirlenir, çünkü suçun hapis cezasının alt sınırı 3 aydır, belirlenen 90 gün en alt miktardan günlüğü 100 TL’den para cezasına çevrildiğinde sanık aleyhine toplam 9000 TL adli para cezasına hükmedilecektir.

Hapis cezası adli para cezasına çevrilirken veya doğrudan adli para cezasına hükmedilirken şu noktalara dikkat edilmelidir:

  1. Suçun kanunda belirlenen cezası sadece adli para cezası ise bu durumda genel sınırlar olan en az 5 gün, en fazla 730 gün ceza yaptırımı karşılığında, günlüğü en az 100 TL en fazla 500 TL üzerinden adli para cezası belirlenmelidir (TCK md. 52/1-2).
  2. Adli para cezasının üst sınırı 730 gün olmasına rağmen, suçun kanunda belirlenen cezasının üst sınırı daha fazla ise o suça özel düzenlenen adli para cezası dikkate alınmalıdır. Örneğin, bazı nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası (TCK md. 158/1-d), 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ve 5000 güne kadar adli para cezasıdır. Bu suç açısından TCK’da 5000 güne kadar adli para cezası verilebileceği ayrıca düzenlendiğinden, hakim adli para cezasının üst sınırı olan 730 günü aşan bir miktara hükmedebilecektir.
  3. Yukarıda nitelikli dolandırıcılık suçu örneğinde olduğu gibi, kanun, hapis cezası ile birlikte adli para cezası öngörmüşse, örneğin kanunda suçun cezası olarak “2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ve 10.000 güne kadar adli para cezası” şeklinde bir ibareye yer verilmişse, adli para cezasının alt sınırı kanunda belirtilmediği için mahkeme alt sınırdan ceza vermeyi kararlaştırdığında, genel alt sınır olan 5 günden daha az ceza veremez.
  4. Kanunda suçun cezası olarak “1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası” şeklinde bir ibareye yer verilmişse, burdaki adli para cezası ceza hukukunda ‘seçimlik ceza’ olarak tanımlanır. Seçimlik ceza olan adli para cezalarında (kanunda “veya” ibaresi bulunan) hükmedilecek para cezasının alt ve üst sınırı, hapis cezasının alt ve üst sınırıdır. Örneğimizde hapis cezasının alt sınırı 1 yıl, üst sınırı 5 yıl olduğundan, adli para cezasının alt sınırı 365 günden az, üst sınırı da 1825 günden fazla olamaz.

Adli Para Cezası Ertelenir mi?

Cezanın Ertelenmesi kurumu, sadece hapis cezaları için uygulanabilir. Adli para cezasının ertelenmesi, kanuni engel nedeniyle mümkün değildir. TCK’ da ancak hapis cezalarının ertelenebileceği düzenlendiğinden adli para cezaları hakkında erteleme kararı verilemez (TCK md.51). Kişinin mahkum olduğu hapis cezası, seçenek yaptırım olarak adli para cezasına çevrilse bile ertelenemez.

Adli Para Cezası ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, yargılanan kişi hakkında verilen mahkumiyet hükmünün hiçbir sonuç doğurmaması olarak tarif edilebilir. Kişi 5 yıl gibi bir süreyle denetime tabi tutulur, denetim süresinde suç işlenmezse hakkındaki mahkumiyet kararı ortadan kalkar. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanık için adli para cezasından çok daha avantajlı bir hukuki statü meydana getirir.

Hapis cezasından çevrilen adli para cezaları hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemez.

Adli para cezaları hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebileceği haller şunlardır:

  1. TCK, bazı suçlara yukarıda açıkladığımız üzere doğrudan adli para cezası yaptırımı öngörmüştür. Doğrudan adli para cezasına mahkumiyet halinde, adli para cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir.
  2. TCK, hapis veya adli para cezalarından herhangi birinin sanığa ceza olarak verilmesini seçimlik ceza olarak düzenleyebilmektedir. Adli para cezasının seçimlik ceza olarak düzenlendiği bu tarz suçlarda, adli para cezasına mahkumiyet halinde bu ceza hakkında da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir.

Adli Para Cezasının Ödenmemesi Halinde Ne olur?

Tüm adli para cezaları için, ne şekilde verilmiş olursa olsun (yukarıda açıkladığımız tüm şekillerde verilen adli para cezaları) hükümlüye bir adli para cezası ödeme emri tebliğ edilir. Tebliğ olunan ödeme emriyle hükümlü, belli süre içinde adli para cezasını ödemeye veya kamuya yararlı işte çalışma tedbirini kabul ediyorsa, kabul ettiğini beyan etmeye davet edilir.

  • Hükümlü kamuya yararlı işte çalışmayı kabul ederse; hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Böylelikle hükümlü kamuya yararlı işte çalışarak tüm cezasını infaz edebilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün, hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde; çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilir, kalan kısım ise hapis cezasına çevrilir. Hapis cezasına çevrilen cezanın infazı için hükümlü tutuklanarak cezaevine konulur.
  • Adli para cezasını ödemeyen ve kamuya yararlı bir işte çalıştırılmayı kabul etmeyen hükümlünün belli bir prosedür içerisinde cezasını infaz etmek üzere cezaevine konulması söz konusu olacaktır. Adli Para Cezası Ödeme Emri üzerine, adli para cezası ödenmez ve kamuya yararlı işte çalışma tedbiri süresi içinde kabul edilmezse; Cumhuriyet Savcısının kararı ile hükümlüye verilen para cezasının ödenmeyen kısmı hapis cezasına çevrilir. Süresinde ödenmeyen veya çalışmayla ilgili denetimli serbestlik kurallarına uymayan hükümlü ile ilgili adli para cezası, hapse çevrildikten sonra ödenirse hükümlü tahliye edilir. Yani, tüm adli para cezaları, ne şekilde hapse çevrilmiş olursa olsun, hükümlü hapisteyken ödenerek tahliyesi sağlanabilir.

Adli para cezası ödenmediği için hapis cezasına çevrilen hükümlü adli para cezasını ödediğinde cezaevine girmeyecektir. Hükümlü, ister cezaevindeyken isterse dışardayken mahkum olduğu para cezasını ödeyerek her zaman hapis cezasından kurtulabilir.

18 Yaşından Küçük Çocuklar Hakkında Hükmedilen Adli Para Cezası Ödenmezse Ne Olur?

18 yaşından küçük çocuklara verilen adli para cezası ödenmese bile hapse çevrilemez. Adli para cezasının ödenmemesi, hiçbir geliri olmayan küçük çocukların cezaevine girmesine neden olursa hukuk sisteminin kendi içinde çelişkiye düşmesine neden olurdu. Fakat, çocuklara verilen adli para cezasının tahsili amacıyla diğer kamu alacakları için izlenen usul ile icra işlemleri yapılabilir.

5275 Sayılı Kanun’un 106/4. maddesi gereğince “çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez” hükmü gözetilmeden, suça sürüklenen çocuk hakkında adli para cezasını ödemediği takdirde ödenmeyen para cezasının hapse çevrileceği şeklinde hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 2CD – Karar: 2017/68).

Adli Para Cezasını Taksitle Ödeme Mümkün mü?

Hapis cezasının paraya çevrilmesi, hükümlünün cezaevinden kurtulmasını sağlasa da ödeme güçlüğü çeken kişilerin adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle tekrar cezaevine girmesiyle de sonuçlanabilir. Adli para cezasını taksitlendirme, ödeme güçlüğü çeken kişilerin bu yükümlülüklerini yerine getirmesine yardımcı olan bir imkandır. Adli para cezasını taksitlendirme, kanunun öngördüğü infaz yöntemlerinden biridir. Hakim, yargılanan kişinin ekonomik durumunu göz önüne alarak hükmettiği adli para cezasının 24 aya kadar taksitlendirme yaparak ödenmesine karar verebilir (TCK madde 52). Taksit ödemeleri hükmün kesinleşmesinden itibaren başlar.

Hakim, adli para cezasının bir kerede ödenmesine de karar verebilir. Hakim, yargılanan kişiye 1 yıldan fazla olmamak üzere bir süre belirleyip belirlediği sürede adli para cezasının bir kerede ödenmesine karar verebilir. Bu süre de hükmün kesinleşmesinden itibaren işlemeye başlar.

Hakim, hükmettiği adli para cezasını taksitlendirmeyebilir veya ödenmesi için belirli bir süre de vermeyebilir. Bu durumda karar kesinleştikten sonra infaz için savcılığa verilir. İnfaz savcılığı hükümlüye ödeme emri göndererek adli para cezasının ödenmesini ister. Hükümlüye ödeme emri tebliğ edilmesinden itibaren 1 ay içinde, hükümlü, adli para cezasının 1/3’ünü öderse, kalanı iki eşit takside bölünerek tahsil edilebilir. Bu şekilde yapılan taksitlendirme işleminden herkes yararlanabilir.

Adli Para Cezası Nereye ve Nasıl Ödenir?

Adli para cezası verilmesine dair hüküm kesinleştikten sonra infazı amacıyla Cumhuriyet Savcılığı’na verilir. Adli Para Cezası’nın nereye ve nasıl ödeneceğine dair ayrıntılı prosedür şu linkte yazdığımız yazıda mevcuttur: Adli Para Cezası Nereye Ödenir?

Adli Para Cezası Mirasçılara İntikal Eder mi?

Ödenmeyen adli para cezası mirasçılara intikal etmez. 5237 sayılı TCK’nın 20/1 maddesine göre “Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.” Suç ve cezanın şahsiliği ilkesi denilen bu ilkeye göre adli para cezasından suçu işleyen kişi sorumludur, mirasçılar sorumlu tutulamaz.

Hakkında adli para cezasına hükmedilen sanık öldüğünde adli para cezasına dair hüküm infaz edilmeden ortadan kalkar.

Adli Para Cezası İtiraz, Temyiz ve İstinaf Sınırı

Adli para cezası, mahkemeler tarafından verilen bir cezadır. Ceza mahkemeleri tarafından verilen hükümlere karşı kural olarak istinaf kanun yoluna başvurulabilir. Ancak, ilk derece mahkemesini hükmettiği adli para cezası aleyhine temyiz yoluna gitmek mümkün değildir. İlk derece mahkemesinin adli para cezasına ilişkin hükmünü karşı istinaf başvurusu üzerine istinaf mahkemesi tarafından verilen hüküm kesindir. İstisnai olarak bazı durumlarda adli para cezası içeren hükümlere karşı itiraz kanun yoluna başvurulması da mümkündür.

İtiraz ve istinaf kanun yollarına ancak kanunun tayin ettiği süreler içerisinde başvurulabilir. İnfaz aşamasına gelmiş adli para cezası aleyhine itiraz, istinaf veya temyiz yoluna gitmek mümkün değildir.

1. Adli Para Cezasına İtiraz

Adli para cezasına itiraz başvurusu sınırlı bazı hallerde mümkündür. Basit yargılama usulü uygulanarak verilen adli para cezalarına karşı itiraz kanun yoluna başvurulabilir. Basit yargılama uygulanarak adli para cezası verilmesi halinde yapılacak itiraz için herhangi bir miktar sınırlaması yoktur. Basit yargılama usulü neticesinde hükmedilen her türlü adli para cezası aleyhine itiraz yoluna gidilebilir.

Ayrıca, hükmedilen adli para cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verilmesi, ancak hükmün daha sonra açıklanması halinde adli para cezasını içeren hagb kararının biçimsel koşullarının denetlenmesi için itiraz kanun yoluna başvurulabilir. Açıklanan Hagb kararına karşı itiraz başvurusu için herhangi bir miktar sınırı mevcut değildir. Açıklanan HAGB kararına yapılan itiraz, itiraz mercii tarafından sadece biçimsel açıdan, yani denetim süresi içinde suç işlenip işlenmediği veya yükümlülüklere aykırı hareket edilip edilmediği yönünden incelenecektir.

2. Adli Para Cezası Aleyhine İstinaf Başvurusu

Adli para cezası hükmüne karşı istinaf kanun yolu başvurusu yapılabilir. Doğrudan hükmedilen adli para cezası için istinaf sınırı mevcuttur. Doğrudan hükmedilen 15.000 TL ve altındaki adli para cezaları aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulamaz (CMK m.272/3). İstinaf sınırı, yalnızca “doğrudan” hükmedilen 15.000 TL ve altındaki adli para cezaları için geçerlidir. Yani, doğrudan hükmedilen 15.000 TL (dahil) ve altındaki adli para cezaları istinaf yoluna gidilemez. Fakat, hapis cezasından çevrilen adli para cezaları içinistinaf sınırı yoktur. Hapis cezasından çevrilen adli para cezalarının miktarı ne olursa olsun, isterse 15.000 TL’nin altında olsun, bu cezalar aleyhine her zaman istinaf başvurusu yapılabilir.

3. Adli Para Cezasının Temyizi

Miktarı ne olursa olsun adli para cezasına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları temyiz edilemez (CMK md. 286/2-a). Ayrıca, ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adli para cezalarına ilişkin her türlü istinaf mahkemesi kararları aleyhine temyiz yoluna gidilemez (CMK md. 286/2-c).

Adli Para Cezası İstinaf Sınırı Nasıl Belirlenir?

Bir suç sebebiyle verilen karar içerisinde yer alan cezalardan her biri ayrı bir hükmü oluşturmayıp, bu cezaların tamamı tek bir hükmü meydana getirmektedir. Bunun sonucu olarak çeşitli sebeplerle hükmün içerisinde birden fazla “cezanın” bulunduğu hallerde, istinaf sınırının belirlenmesi açısından cezaların her birinin miktarına değil, toplam ceza miktarına bakılması gerekir. Buna karşılık aynı kararın içerisinde birden çok suça dair hüküm bulunması halinde istinaf sınırı, her hüküm için diğerinden bağımsız olarak ayrı ayrı değerlendirilmelidir (YCGK-K.2011/41).

İstinaf sınırının altında yaptırım içeren bir hüküm için istinaf yoluna başvurulamaz. Hükümde açık hukuka aykırılıkların bulunması ya da hükmedilmesi gereken bir güvenlik tedbirine hükmedilmemiş olması da, kesin nitelikteki bir hükme, istinaf edilebilirlik vasfı kazandırmaz. İstinaf mahkemesince denetim olanağı bulunmayan bir hükmün de hukuka aykırılıklar taşıdığı gerekçesiyle istinaf başvurusu yoluyla incelenmesi istenemez (Yargıtay CGK-2010/230 karar).

İstinaf sınırının belirlenmesi konusunda dikkat edilmesi gereken diğer hususlar şunlardır (YCGK-K.2010/230):

  • Müsadere, tekerrür, belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma vb. gibi güvenlik tedbirlerine mahkumiyet halinde; aynı karardaki kesin nitelikteki hükümler için de her yönüyle istinaf başvurusu yapılabilir (YCGK-K.2005/143).
  • İstinaf sınırı altında kalan bir adli para cezası mahkumiyeti ile ilgili suç vasfına yönelik istinaf başvurusu yapıldığında; eğer uygulanması talep edilen suç vasfının cezası kesinlik sınırının üzerindeyse, sadece suç vasfına münhasır olmak üzere istinaf sınırı altında bulunan hüküm dahi istinaf incelemesine tabi tutulabilir (YCGK-K.2005/151).
  • Yanılgılı bir uygulama ile kesinlik sınırının altında kalan, suç vasfı doğru tayin edilmesine rağmen daha ağır bir cezayı gerektiren eyleme istinaf kesinlik sınırının altında ceza verilmiş ve sanığın aleyhine istinaf başvurusu yapılmışsa; mahkeme tarafında hükmedilen ceza istinaf sınırının altında olsa bile, hüküm istinaf incelemesine tabi tutulur (YCGK-K.2009/94, K.2009/209)

Adli Para Cezası Ödenmezse En Fazla Ne Kadar Hapis Yatılır?

Mahkemenin hükmettiği adli para cezası, yukarıda açıkladığımız şekilde miktarı oranınca hapse çevrilir. Aşağıda ayrıntılarıyla anlattığımız üzare 5275 sayılı İnfaz Kanunu m.106/9 gereği adli para cezasının infazı sırasında koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz. Ama hükmedilen adli para cezasının miktarı ne olursa olsun, tek mahkeme hükmündeki adli para cezası çok yüksek olsa bile, en fazla 3 yıl hapis cezasına çevrilebilir. Birden fazla mahkeme kararıyla mahkumiyet hükmü söz konusu ise, yani farklı hükümlerle adli para cezasına hükmedilmişse sanığın cezaevinde kalacağı hapis cezasının toplamı 5 yılı geçemez (5275 sayılı kanun m.106/7).

Özellikle belirtelim ki, adli para cezasına mahkumiyet sözkonusu olduğundan para cezası yerine çektirilecek maksimum hapis süresi olan tek hükümle üç yıl, birden fazla hükümle 5 yıl cezaevinde kalan hükümlü, bu sürelerin karşılığını aşan miktardaki adli para cezasını hazineye ödemek zorundadır. Hapis cezası süresini aşaan adli para cezalarının tahsili için 5275 sayılı kanunun 106/11. maddesi gereğince ilâm Cumhuriyet Başsavcılığınca mahallin mal müdürlüğüne gönderilir. Mal müdürlüğü, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre kalan adlî para cezasını icra işlemleri yapmak suretiyle tahsil eder.

Adli Para Cezası Memuriyete Engel midir?

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu md.48/5’e göre, ceza mahkemesi kararı memuriyete statüsünün kazanılması veya kaybedilmesi açısından iki şekilde etkili olmaktadır:

  • İşlenen Suçun Ceza Miktarı: Kasten işlenen suçlarda 1 yıl veya daha fazla süreli hapis cezasına mahkum olan kişi devlet memuru olamayacağı gibi mevcut memuriyet statüsünü de kaybeder. Ancak, 1 yıl veya daha az süreli hapis cezası adli para cezasına çevrildiğinde, asıl mahmkumiyet adli para cezası olarak kabul edileceğinden (TCK m.50/5) memuriyet statüsü bu cezadan etkilenmeyecektir. Özellikle tekraren hatırlatalım ki, kasten işlenen suçlarda 1 yıldan fazla hapis cezalarının adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.
  • İşlenen Suçun Vasfı: Devlet Memurları Kanunu m.48/5 gereği, bazı suçlar memuriyete engel suçlar olarak kabul edilmiştir. Kanuna göre, bu suçlardan vaki mahkumiyet, işlenen suçun vasfı nedeniyle memuriyet statüsünün kazanılmasını engeller veya mevcut memuriyeti de sona erdirir. Devlet Memurları Kanunu’na göre, suç vasfı nedeniyle memuriyete engel suçlardan mahkum olunan cezanın miktarının bir önemi yoktur. Sanığın bu suçlardan mahkum olması yeterli olup mahkum olunan hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi de memuriyet engelini ortadan kaldırmayacaktır. Örneğin, hırsızlık suçu nedeniyle hükmedilen 10 ay hapis cezası adli para cezasına çevrilse bile, suç vasfı nedeniyle hırsızlık suçu memuriyete engel kabul edildiğinden hükümlü devlet memuru olamayacaktır. Devlet Memurları Kanunu m.48/5’e göre, devlet memurluğuna mutlak bir şekilde engel olan ve bazıları da “yüz kızartcı suç” olarak kabul edilen suçlar şunlardır:
    • Devletin güvenliğine karşı suçlar,
    • Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar,
    • Zimmet, irtikâp, rüşvet suçları,
    • Hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma suçları,
    • Hileli iflas suçu,
    • İhaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma suçları,
    • Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama,
    • Kaçakçılık suçları.

Adli Para Cezası Adli Sicile İşler mi? Sabıka Kaydı Bilgilerini Nasıl Silebilirim?

Adli para cezası da aynen hapis cezası gibi adli sicil kaydına işlenir. Adli sicil kaydı, yani sabıka kaydı aldığınızda işlediğiniz suçun karşılığı olarak mahkeme tarafından hükmedilen adli para cezası gözükecektir. Adli para cezasını taksitle öderseniz son taksidin ödendiği gün, tamamını tek seferde öderseniz adli para cezasını tamamen ödediğiniz gün cezanız infaz edilmiş sayılır ve hakkınızdaki adli sicil kaydı silinerek bilgiler arşiv kaydına alınır. Adli para cezasına ilişkin Adli Sicil Kaydının Silinmesi, Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü tarafından kendiliğinden yapılır. Kendiliğinden silinmeyen kayıtlar için dilekçeyle kaydın silinmesi talep edilmelidir.

Adli para cezasına ilişkin şu bilgiler adli sicil kaydına (sabıka kaydına) işlenir (Adli Sicil Kanunu m.4/1-c):

  1. Adli para cezasına ilişkin mahkûmiyet hükmü,
  2. Adli para cezasının ödenmek suretiyle infaz edildiği hususu,
  3. Adli para cezasının tazyik hapsi suretiyle kısmen veya tamamen infaz edildiği hususu,
  4. Adli para cezasının tazyik hapsinden sonra kalan kısmının ödenmek suretiyle infaz edildiği hususu.

Adli Para Cezalarında İndirim veya Koşullu Salıverilme Hükümlerinden Yararlanmak Mümkün mü?

Adli para cezası yaptırımının infazına ilişkin hukuk sistemimizde birçok değişiklik yapılmıştır. Bu değişiklikler çoğu zaman uygulamada karışıklığa yol açmaktadır. Adli para cezasının infazına ve koşullu salıverme hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin üç dönem mevcuttur:

1. 01.06.2005 Tarihinden Önce İşlenen Suçlara İlişkin İnfaz Dönemi: Suç bu dönemde işlenmişse 647 sayılı infaz kanunu yürürlükte olduğundan ödendiği takdirde para cezası infaz edilmiş sayılacaktır. Adli para cezası ödenmediği takdirde günlüğü 100 TL’den hapse çevrilecek, mahkum çevrilen hapis cezasının 2/5’sini cezaevinde infaz ediecektir. Kişi hapiste geçirilen belli bir süre sonunda adli para cezasını ödemek isterse, kalan hapis cezası yine günlüğü 100 TL’den paraya çevrilerek ödenecektir. İnfaz aşamasında hürriyeti bağlayıcı ceza ve ödenmemesi halinde adli para cezasının hapse çevrilmesinden sonra şartla tahliye hükümlerinin 2148 sayılı Yasa ile değişik ek 2. maddesinin uygulanabilmesi nedeniyle 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanunun daha lehe olduğu her türlü tartışmadan uzaktır (Yargıtay CGK – Karar:2010/254).

2. 01.06.2005 – 01.03.2008 Tarihleri Arasında İşlenen Suçlara İlişkin İnfaz Dönemi: Bu dönemde üçlü bir ayrım vardır. TCK dışındaki özel ceza kanunları tarafında doğrudan belirlenmiş bir para cezasına hükmedilmişse, günlüğü 100 TL’den hapse çevrilir ve koşullu salıverilmeden yararlanamaz. (5275 sayılı İnfaz Kanunu Geçici md.1). Eğer adli para cezası, 5237 sayılı TCK’ya göre doğrudan gün üzerinden verilmişse (TCK’daki Gün Para Cezası Sistemi Nedeniyle), mahkeme hangi miktar üzerinden adli para cezası vermişse, ödenmediği takdirde o miktar üzerinden hapse çevirir. Bu durumda da kişi koşullu salıvermeden yararlanamaz. Üçüncü halde, yani hapis cezasından çevrilen para cezalarında ise mahkemenin paraya çevirdiği miktar üzerinden hapse çevrilir. Koşullu salıvermeden yararlanarak cezanın 1/3’ü indirilerek infaz edilir. 5275 sayılı İnfaz Kanunu’nun 106.maddesinin 9.fıkrası 01.03.2008 tarihinde değiştirildiğinden bu tarihten sonra hapis cezasından çevrilse bile, ödenmemesi halinde hiçbir adli para cezası mahkumiyetinin infazında koşullu salıverilme hükümlerinden yararlanılamaz.

3. 01.03.2008- Tarihinden Bugüne Kadar Olan Dönem: 5275 sayılı İnfaz Kanunu m.106/9 hükmü gereğince, 01..03.2008 tarihinden sonra işlenen suçlarda hiçbir şekilde koşullu salıverilme uygulamasından yararlanılamaz. Hakimin yargılama sırasında TCK dışındaki özel ceza kanunlarından doğrudan, TCK’ya göre gün üzerinden veya hapis cezasından çevirdiği adli para cezası aynen ödenmek zorundadır. Adli para cezası ödenmediği takdirde; mahkeme, mahkumiyet hükmünde 1 gün karşılığında ne kadar para ödenmesine karar vermişse, adli para cezası o miktar üzerinden hapis cezasına çevrilir. Kişi hapse konulduktan sonra, adli para cezasını ödemek isterse cezaevinde yattığı süre düşülerek, cezasının kalanı hangi miktar üzerinden hapse çevirme işlemi yapılmışsa o miktar üzerinden paraya çevrilir.

01.03.2008 tarihinden sonra adli para cezası ödenmediğinde, koşullu salıverilme hükümleri uygulanamayacağı gibi denetimli serbestlik hükümleri de uygulanamaz. Ceza İnfaz Kanunu m.105/A’da öngörülen koşullu salıverilmeye 1 yıl kaldığında uygulanan denetimli serbestlik kuralı da adli para cezaları açısından uygulanamaz.

Denetimli Serbestlik, bir koşullu salıverilme tedbiri olup adli para cezasından kaynaklanmayan hapis cezaları için geçerlidir. Hapse çevrilen adli para cezalarının infazında denetimli serbestlik hükümleri uygulanamaz.

Uygulamada koşullu salıverme ve adli para cezası ilişkisinin bilinmemesi nedeniyle hak kayıpları yaşanmaktadır. Bu konuyla ilgili mutlaka bir avukat ile görüş alışverişi yapılmalıdır.

Gözaltı ve Tutukluluk Süresinin Adli Para Cezasından Mahsup Edilmesi

Hükümlünün ceza mahkumiyetinin konusu olan suç nedeniyle gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği süreler mahsup işlemi yapılarak cezasından düşülür. Tutukluluk ve gözaltı tedbiri uygulanarak geçirilen süreler adli para cezası mahkumiyetinden şu şekilde mahsup edilir:

  • Hükümlü adli para cezasına mahkum edilmişse, tutukluluk ve gözaltında geçen 1 gün 100 TL sayılmak üzere, bu cezadan indirim yapılır. Örneğin, aleyhine 3500 TL adli para cezasına hükmedilen kişi, 5 gün gözaltında kalmışsa 500 TL adli para cezasından indirilir ve kalan 3000 TL’yi ödemesi için infaz savcılığı tarafından ödeme emri gönderilir.
  • Hükümlü, hem hapis cezasına hem adli para cezasına mahkum edilmişse, gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği süreler önce koşullu salıverilme tarihine kadar hesaplanmak üzere hapis cezasından mahsup edilir. Kalan süre, adli para cezasından mahsup edilir.

Hapis Cezası Miktarı Ne Olursa Olsun Adli Para Cezasına Çevrilebilen Suçlar

Taksirle adam öldürme suçu, taksirle adam yaralama suçu gibi taksirle işlenebilen (örneğin, trafik kazaları veya iş kazaları) tüm suçlar ceza miktarına bakılmaksızın adli para cezasına çevrilebilir. Yani, taksirle işlenen suçlarda sanık 5 yıl ceza alsa bile bu ceza miktarına bakılmaksızın adli para cezasına çevrilebilir (TCK md. 50/4).

Kasten işlenen ve koşulları oluştuğunda adli para cezasına çevrilebilecek bazı suçlar aşağıdadır: